18 Kasım 2023 Cumartesi

Zararlı İyimserlik ve Kanser

Toksik Pozitiflik Nedir?

Toksik (Zararlı) Pozitiflik (İyimserlik), zorlu olumsuzluklar karşısında pozitif veya güçlü kalabilmek amacıyla hissettiğimiz örtülü veya açık baskıdır. Toksik pozitiflik; bir arkadaş, aile üyesi ya da sağlık uzmanı gibi dış baskılardan kaynaklanabileceği gibi kişinin kendi kendine empoze etmesiyle de ortaya çıkabilir. Özellikle kanser gibi bir hastalıkla karşı karşıya kalındığında olumsuz düşünce ve duyguları yaşamak daha da zor olabilir.

Toksik pozitiflikle ilgili en büyük sorun, insanın veya çevresindekilerin belirli duygularının varlığını inkâr etmesidir. Olumsuz duyguları paylaşırken desteklenmeyen ve bu duyguları reddedilen kişiler yakınlarının sosyal desteğinden tam olarak yararlanamayıp yalnızlık duygusuna kapılmaları söz konusu olabilir.

Kanserli Kişiler Üzerindeki Etkileri

Toksik pozitiflik çoğu zaman olumsuz hisleri veya duyguları göz ardı etmekle ilişkilendirilir.Kanserli bireylere duygularının meşru veya geçerli olmadığını hissettirebilir ve ihtiyacı olan şeyin bu olmadığı mesajını verebilir. Ancak aslında kanserle baş etmeyi öğrenirken üzüntü, sıkıntı, korku ve kaygı gibi duygular oldukça normaldir ve paylaştıkça bu zorlu duyguları yönetmek daha kolay hale gelir.

Aşırı pozitif olmaya çalışmak; genel olarak insanlara, özellikle de kanser hastalarına çok zararlı olabilir. Çünkü bu süreç içinde hissetmeyi "önceliklendirdiğimiz" duyguların söylediklerinin gelecekte boşa çıkması veya geçersiz olması durumunda büyük bir hayal kırıklığı oluşturabilir. Sadece pozitif olma yönünde baskı hissettiğimizde zorlayıcı bir duygu ve düşünceleri ifade etmenin getirdiği terapötik rahatlamayı kendimizden mahrum bırakmış oluruz.

Bu olumsuz duyguların varlığını uzun süre boyunca göz ardı etmek yüksek düzeyde strese ve psikolojik sıkıntıya, kaygıya, depresyona ve travma sonrası stres bozukluğuna yol açabilir.

Toksik Pozitifliği Nasıl Aşabiliriz?

Toksik pozitiflik yerine bizi büyüten/iyileştiren bir iyimserlik inşa edebiliriz. Bunun ilk yolu; onu tespit edebilmektir. “Olumlu kalmalıyım!”, “Yalnızca iyi duygular yaşarsam işler yolunda gider.”, “Eğer iyi şeyler düşünürsen, her şey yoluna girecektir.” gibi düşüncelere sahipsek bu tür düşünceleri o an içinde tanımlamaya çalışmak ve bunların ne kadar gerçekçi, işlevsel ve esnek düşünceler olduğunu incelemek faydalı olabilir (Bu örnekler ise anlaşılacğaı üzere öyle değil). Ardından bu düşüncelerin alternatiflerini geliştirmek ikinci önemli adımdır. Örneğin; “Zaman zaman iyi hissetmemem de normaldir.”, “Böyle hissetmek zor olsa da bu duygumu kabul ediyorum.”, “Mücadeleci olsam da bazen kötü şeyler başıma gelebilir. Bu her şeyin bittiği anlamına gelmez.” Bu egzersizi kendi kendinize deneyebilirsiniz. Ancak eğer bu durumu kendi başınıza yürütemeyeceğiniz fikrine kapılırsanız -ki bu da normaldir- bir uzmandan yardım istenebilir.

Açık İletişimi Benimsemek

Zararlı pozitifliğin bir önlemi de olumsuz duygularınızı ve düşüncelerinizi hem kendinize hem de çevrenizdekilerle uygun bir şekilde ifade etmektir. Örneğin, toksik pozitiflikle karşı karşıya kaldığınızda "Bu aralar mutlu/iyi/enerjik değilim. Ancak bu duygusal hal yaşadıklarımı kabul etmeme veya sindirmeme yardımcı oluyor." veya "Şu anda kendimi iyi ya da mutlu hissetmiyorum. Lütfen benim bu duygumu yaşamama izin verin” diyebilirsiniz. Eğer bu konuda bir sınır çizmenize rağmen çevrenizdekiler size saygı göstermiyorsa bu tür kişilerle çatışmayı sürdürmek yerine iletişiminizi sınırlamak da bir seçenek olabilir.

Destek Gruplarına Katılmak

Çevrenizdekilerin sizi yeterince anlayamadığını düşünebilirsiniz. Bunun için de oldukça gerçekçi gerekçeleriniz olabilir. Bu tür durumlarda yalnızlığınız size iyi geliyorsa ona sığınmak bir sorun değildir. Ancak yalnız kalmak size iyi gelmiyorsa (bunu en iyi siz bilirsiniz) sizinle benzer bir süreçte olan kişilerle bu zorlu deneyiminizi ve hislerinizi paylaşmak veya bunu bir grup terapisi altında güvenli bir alanda paylaşmak diğer seçenekler içerisindedir. Günümüzde bu tür taleplere yönelik olarak çevrimiçi destek grupları Türkiye’de yaygınlaşmaya başladı.

Kanserli Bireylerle Toksik Pozitifliğe Girmeden Nasıl Konuşabiliriz?

Kanserle mücadele edenlerle konuşurken onlara yardımcı olma isteğimiz ön plandadır. Evet. Ancak bu yardım etme arzusu bu yazıda anlatıldığı üzere zarar verici olabilir. empati ve anlayış ile konuşmak temel ilke olmalıdır. Bu kişilerle konuşurken konuşmaya empatiyle başlatmak önemlidir.

• Sizinle paylaştığı her konu için bir yanıtınız olmak zorunda değilsiniz. Sadece dinlemek yeterli olabilir. Bir süre sessizleşse bile sessizlikten korkmamaya, bu sessizliği bi şeyler söyleyerek doldurmak zorunda değilsiniz.

• Bundan sonra ne söyleyeceğinizi düşünmek yerine dinlemeye çalışın. Karşınızdaki kişi konuşurken söylediklerine dikkat edin.

• Her şeyin yoluna gireceğini söylememeye veya onları olumlu olmaya teşvik etmemeye çalışın. Sanki onların endişelerini dinlemiyormuşsunuz gibi gelebilir. İnsanların duyguları hakkında dürüstçe konuşmalarına izin vermek daha iyidir.

• Kişiye başkalarının hikayelerini anlatmak faydalı olmayabilir. Başkalarının kanserle ilgili deneyimlerini duymuş olabilirsiniz. Kanser herkes için farklıdır. İhtiyaç duydukları bilgileri zaten sağlık ekibinden alacaklardır.

• Empati göstermek faydalıdır. Konuşurken ağlamaya başlarlarsa "Bunun senin için ne kadar üzücü olduğunu anlayabiliyorum. Bu gerçekten zor. Ama bil ki yanındayım." şeklinde konuşabilirsiniz. Eğer onlara yakınsanız fiziksel temastan da yararlanabilirsiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder