Senin şehrinden, senin sokağından da geçeceğim bir sabah. Usulca geçeceğim pencerenin önünden.
Kitap okurken atladığın sayfaları isteyeceğim. Parmak uçları delinmiş eldivenlerini, eşini kaybetmiş çoraplarını, bir köşeye attığın kırık oyuncaklarını isteyeceğim. Oradan başka şehirlere… Sen bir sabah henüz uykudayken…
…
Dağa tırmanırken yolunu şaşırıp bir gölün kenarına çıkan küçük bir patikayım ben.
Kuğular gelecek yanıma birazdan Bembeyaz kanatlarını alıp, gölün karşısında geçirecekler beni. Oradan başka yerlere gideceğim. Yitip gideceğim gözünün üzerinden.
…
Henüz yaldızlı yollar çizemeyen küçük ve beceriksiz bir salyangozum ben. Yine de belli belirsiz parlayan küçük, gümüş renk yollar bırakacağım. Evimi bırakacağım çiçeklerin yanına. Geçip giderken bir gece bahçenin içinden…
…